Karşılaştırmalı Türk ve Boşnak Halk Adet ve İnançları
Karşılaştırmalı Türk ve Boşnak Halk Adet ve İnanmaları adını taşıyan bu tezde söz konusu yöre halkların adet inançlarını ve buna bağlı pratiklerini incelemeye çalıştık.
Bilindiği gibi tarih boyunca dünyamızda yaşayan insanların muhtelif zaman ve mekanlarda çeşitli sebeplerle birbiriyle münasebetleri olmuştur. Bu ilişkilerin neticesinde de birbirlerine maddi ve manevi tesirler yaparak, kültür mirasları bırakmışlardı. Kültürler arasında farklılıklar vardı. Çeşitli bölgelerde ortaya çıkan insan unsurları kendi kendine, mensup olduğu milletin ırkı ve ruhi yapısına uygun olarak değişebilir, daha doğrusu gelişebilir. Bu gelişme kültürlerin devamlılığını, büyümesini ve zenginleşmesini sağlar.
Kültür unsurları arasında en az değişeni ve değişmenin en uzun süreli olanı adet ve inanışlardır. Bunun en iyi örneği Hıristiyanların arasında sıkışıp kalmış Müslüman Boşnakların muhafaza etmiş oldukları adet ve inanışlarıdır.
Geleneğin toplum içindeki işlevleri konusunda Boşnaklarda yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Halk edebiyatı ürünlerinin toplumsal işlevi, toplumların kültürel incelenmesinde büyük önem taşıyorken, adetlerin ve halk inanmalarının ihmal edilmiş olması yadırganacak bir durumdur.
Bu araştırmanın pek çok eksiğinin olduğunu biliyoruz. Tenkit edilecek tarafları da olacaktır. Sanırım, çalışmamızın orijinal bir yönü inkar edilemez. O da, Boşnaklarla Türklerin ilk karşılaştırmalı adet ve inanmaları araştırması olmasıdır.
Çalışmanın derleme aşamasında değerli yardımlarını gördüğüm sevgili annem Vezirka Cikotiç ve kaynak kişilerime, değerlendirme ve yazım aşamalarında katkılarından yararlandığım dostlarım Figen Şukurica ve Enesa Hadziç’e, büyük bir sabır gösteren eşime ve çocuklarıma, ve sonunda değerli hocalarım Doç. Dr. Ali Berat Alptekin’e ve Türkiye’de bulunduğum son dönemlerinde bana değerli bilgileri veren ve okuduğum dönemi çok zevkli bir hale getiren geniş ufuklu hocam Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’na sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
GİRİŞ
Bosna Hersek, kuzeyde Sava nehri ile batıda ve güneyde kendisi ile Adriyatik denizi sahilleri arasında tabii bir mania teşkil eden sıradağlar arasında yer alıyor.
Devlet yapısı olan ibadet evleri Bosna da 10. Yüzyıl ortalarında ortaya çıkıyor. İlk önce coğrafi olarak anılıyor. Daha sonra Boşnaklar bu bölgede Bogomiller olarak yayılıyor.
Bosna üzerine ilk Osmanlı akını 1386’da olmuştur. Bosna’da İslam in yayılışı 1453’de başlıyor. Boşnakların İslam’a dönüşleri kuvvet yoluyla değildi. Bu zaten İslam dini müsamaha ilkelerine aykırıydı. Bütün bunlara ilaveten pek çok mahalli kaynak Bosna’da İslam dinine girişlerin tamamiyle bireyin serbest irade ve seçimiyle olduğu teyit etmektedir. İslam kültürünü benimseyen Boşnaklar önemli isimler çıkarmışlardır Bunların başında ünlü bir Boşnak olan Ahmet Suudi diyor ki: “En gözde Boşnak ebetteki Türk medeniyeti ile yetişmiş, Boşnak - Türk sentezi ile ortaya çıkan bir medeniyetin mensubu olan Boşnak’tır. Adını dünyaya duyurmak ancak Türklerin Bosna’ya getirdiği kültürle sahip çıkmakla olur. Türkler Bosna’nın teminatı olmuşlardır...
Bosna’da Osmanlılar gelmeden önce kültür seviyesi yüksek olduğuna inkar edilemez. Osmanlıların gelişiyle yeni bir dönem, yeni bir hayat tarzı tüm bakışlardan belli oluyordu. Yeni kültürün etkisi çok kuvvetlidir ve bu yüzden kalıcı bir mühür üzerine bırakıyor.
Osmanlıların Balkanlardan gidişiyle ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğun ve diğerlerin gelişiyle büyük bir kapıdan bu bölgelere yaşama yeni bir boyut getirip Avrupa giriyor. Bunların karışımıyla Boşnakların özel yaşam tarzı ve kültür ortaya çıkıyor.Karşılaştırmalı Türk ve Boşnak Adet ve İnanmaları çalışmamız insanların üç önemli safhasından, doğum, evlilik ve ölümden başlayarak, Türkiye’de, Sancak’ta (Şimdiki Yugoslavya’ya bağlı Boşnakların oturduğu bir bölgesidir) ve Bosna-Hersek’te, metodlar ve pratikleri karşılaştırmaya çalıştık.Boşnaklara ait bazı âdet ve inanmaları Türkiye’de bulamadığımıza rağmen, ilerde birilerine kaynak olarak yardım olacağı için, ilave ettik. Bu çalışma Boşnaklar ve Türkler arasındaki manevi köprülerinden biri olacağına tüm kalbimle inanıyorum.
Almira TSİKOTİÇ -SULJEVİÇ